Bazı anlar vardır, kelimeler kendiliğinden dökülür. Havanın serinliği, bir çayın buharı, göz göze gelen iki insan… O anda başlayan konuşma, bazen saatleri, bazen de yılları tüketir fark ettirmeden. İşte o konuşmaların merkezinde parlayan bir şey vardır: sohbet yıldızı. Parladığı yerde samimiyet olur, içtenlik olur, zaman unutur kendini. Ve evet, o his, çok güzel bir duygudur.
İnsan, anlatmaya ve anlaşılmaya muhtaç bir varlık. Kalabalıklar içinde bile kendini yalnız hissetmesinin sebebi, içindekini dökecek bir “kulak” bulamayışıdır. Ama biri çıkar, dinler. Sadece duymakla kalmaz, anlar da. O an, sohbet yıldızı doğar insanın yüreğinde. Sessizce parlar ama sıcaklığı hissedilir. Çünkü paylaşmak, insana en iyi gelen şeylerden biridir.
Bir kahvenin yanında başlar bazen…
“Ne var ne yok?” diye atılan basit bir soru, derinlikli bir dertleşmeye dönüşebilir. İki kişi birbirine zaman ayırıyorsa, gönlünden de bir şeyler koyuyordur ortaya. Ve o gönül koyma hâli, işte tam da sohbet yıldızını parlatır. Bazen gülerek, bazen susarak… Ama hep kalpten kalbe giden bir yol vardır o anlarda.
Teknoloji çağındayız, evet. Mesajlar, sesli notlar, emojiler… Hepsi hızlı ama çoğu zaman yüzeysel. Oysa sohbet yıldızı, yüz yüze bakarken doğar. Elinde telefon değil, gözünde samimiyet taşıyan insanların arasında parlar. Herkesin hayatında bir “konuşunca içim rahatladı” dediği bir kişi olmalı. O kişi, belki de farkında olmadan, başkasının göğünde parlayan sohbet yıldızıdır.
Sohbetin bir zamanı, bir yeri yoktur aslında. Kimi zaman bir banka oturmuş iki arkadaş arasında doğar, kimi zaman yolda rastlanan eski bir tanıdığın “vaktin var mı?” sorusunda. Kimi zaman annemizin dizinin dibinde, kimi zaman bir çocuğun masum sorularında… O yıldız ne zaman parlar bilemeyiz; ama parlarsa, içimiz ısınır. Ve fark ederiz: Çok güzel duygu bu.
Sohbet yıldızı, hayatın koşturmacasında kısa bir mola gibidir. Durdurur zamanı, hatırlatır bizi biz yapan değerleri. O yüzden, sohbeti kıymet bilen insanlarla oturup kalkmak büyük nimettir. Onlarla geçen zamanın hesabı tutulmaz, çünkü sohbetin kendisi zamanın dışındadır.
Sonuçta, konuşmak insan işidir; ama gerçekten sohbet etmek, bir gönül işidir. Ve o gönül işi ne zaman ortaya çıksa, bir yerlerde yine bir sohbet yıldızı parlar. O yıldızın altında geçen her an, çok güzel bir duygudur.
İlk yorum yazan siz olun.