Bazı insanlar vardır. Onlarla bir kez konuşursun, içini fark etmeden açarsın. Saatler geçer, farkına bile varmazsın. Ne çayın demi kalır aklında ne de geçen zaman. İşte bu insanlar “sohbetdelisi” ruhlardır. Sessizliği sevseler de, o sessizliği kelimelerle doldurmaya bayılırlar. Çünkü konuşmak, onlar için bir ihtiyaç değil, bir yaşam biçimidir.
Sohbetdelisi olmak, sadece konuşmayı sevmek değildir. Bu kişiler, kelimelerin altında yatan anlamları sever. Yüzeyde kalmazlar. Duyguların, düşüncelerin derinine inmeyi isterler. Çünkü onlar için asıl mesele ne konuşulduğu değil, ne hissedildiğidir.
Birinin “iyiyim” demesi yetmez. Ses tonundaki kırıklığı, gözündeki boşluğu hemen fark ederler. O yüzden “Gerçekten iyi misin?” diye sorarlar. Bunu yaparken de yargılamazlar. Sadece gerçekten anlamak isterler.
Sohbetdelisi bir insan için iletişim kurmak, yalnızlıkla başa çıkmanın en samimi yoludur. İçinde biriktirdiği duyguları konuşarak dışarı atar. Düşüncelerini kelimelere dökmedikçe rahat edemez. Konuşmak, onun için bir tür ruhsal boşaltım gibidir.
Bu yüzden konuşacak insan bulamadığında içe kapanır, yalnız hisseder. Ama gerçek bir dinleyiciyle karşılaştığında açılır, parlar, kendine döner.
Detaya takılırlar. Bir kelimenin tonu bile onlar için çok şey ifade eder.
Sizi konuştururlar. Onlarla konuşurken fark etmeden açılırsınız.
Yüzeysel ilişkilerden hoşlanmazlar. Derin bağlar kurmak isterler.
Dinlemeyi bilirler. Gerçek anlamda dinlerler.
Zaman kavramı onlar için esnektir. Kalpten bir sohbet, sabaha kadar sürebilir.
Sohbetdelisi biriyle yakın olmak kolay değildir. Çünkü onlar içtenlik bekler. Yapaylığı anlarlar. Suskunluğun nedenini sorarlar. Kaçtığınız şeyleri size hatırlatırlar. Bu da herkesin hoşuna gitmez. O yüzden bazen yanlış anlaşılırlar. Çok konuşan, fazla düşünen, abartan biri sanılırlar.
Oysa tek dertleri şudur: Bağ kurmak.
Gerçek bir bağ. Sahici bir cümle. Samimi bir gülümseme. Bunları bulduklarında susabilirler bile. Çünkü sohbet delisi olmak, aslında sessizlikte bile anlaşılabilmektir.
Sosyal medya çağında insanlar hızlı mesajlar, kısa yanıtlar ve geçici bağlar içinde kayboluyor. Ama hâlâ sohbetdelisi ruhlar var. Göz göze oturup saatlerce konuşmak isteyenler. “Anlat bana, seni merak ediyorum” diyenler. Dinleyen, anlayan, hissetmeye çalışanlar.
Onlar sayesinde bu dünyada hâlâ sıcaklık, hâlâ bağ, hâlâ gerçeklik var.
Eğer siz de kendinizi sohbetdelisi hissediyorsanız yalnız değilsiniz. Bu dünyada hâlâ konuşmaya susayan, anlatacak çok şeyi olan insanlar var. Onları bulduğunuzda kaçırmayın. Çünkü bir kelime bazen bir ömrü iyileştirir.
İlk yorum yazan siz olun.